Diğer adı tavuk karası olan gece körlüğü, doğuştan olabileceği gibi sonradan da ortaya çıkabilmektedir. Her 10.000 kişiden 1’inde görülmektedir.
Gece körlüğünü çok ışık alan bir ortamdan, daha az ışıklı bir bölgeye geçiş esnasında geçici olarak görmenin ciddi anlamda kısıtlanması ile tanınır. Özellikle de gece saatlerinde net görememe olarak tanımlanabilir.
Kişi, aydınlık bir günde dışarıda yürürken, kapalı bir mekâna giriş yaptığında bir süre etrafını görmekte zorluk yaşayabilir.
Kalıtsal bir hastalıktır. Kadınlara göre erkeklerde daha fazla görülür. Genellikle çocukluk çağında fark edilse de sonradan da gelişebilir. Belirtileri ortaya çıktıktan sonra giderek ilerler ve körlüğe neden olabilir. Hastaları 50’li yaşlara geldiğinde görme kaybı oldukça ileri düzeye ulaşmış olur.
Gece körlüğünün belirtileri şunlardır;
-Işığın sınırlı olduğu ortamlarda net görememe,
-Işığa karşı hassasiyet,
-Işığa maruz kaldıktan sonra bulanık görme ya da uzun süreli görme kaybı,
-Işığı ve renkleri seçememe, görüş alanında daralma,
-Çok fazla ışığa maruz kalınca gözleri açmada zorluk çekme,
Gece körlüğünü arttıran faktörler; aile öyküsünde olması, yetersiz A vitamini, az süt ve süt ürünü tüketimi, göz bakımını önemsememe, çok fazla ışığa maruz kalma, teknolojik aletlerden yansıyan zararlı mavi ışına uzun süre maruz kalma, katarakt ve miyop gibi çeşitli göz hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar olarak sıralanabilir.
Gece körlüğü şikâyeti olan hastanın hekim tarafından ayrıntılı bir öykü alınır. Detaylı bir fiziki muayene yapılır. Ardından yapılan görme ile alakalı ölçüm ve tetkikler sonucunda sağlık sorunu tespit edilir. Tedavi de bu sürecin sonrasında planlanır.
Gece körlüğü tedavisi ile ilgilenen Göz doktorlarının doktor çalışma listesi için giriş yapınız.