Bacaklarda yer alan toplardamarlarının genişlemesi, uzaması ve büklümlü bir hale gelmesi olarak tanımlanan varis hastalığı toplumumuzda görülme oranı %10-20’ dir.
Yaşla birlikte görülme oranı artan varisin erkeklere göre kadınlarda görülme oranı daha fazladır. 50 yaşın üzerindeki her iki kişiden birinde görülür.
Cildin altındaki toplardamar genişlemeleri olarak tanımlan varis, ilk dönemlerde genellikle estetik bakımından rahatsızlık yaratır ancak daha sonraki süreçte ağrıya sebep olabilir. Zaman içinde vücutta şişliklerin görülmesine ve damar çatlamaları görülebilir.
Varisin başlıca belirtileri şunlardır;
-Bacaklarda mavi/mor şişlikler
-Ağrı
– Şişlik
-Bacaklarda uyuşukluk, ağırlık ve yorgunluk hissi
– Ağırlık hissi
-Kaşıntı
-Yorgunluk
-Şişme
-Dolgunluk
-Kramp
-Yanma
-Kaşıntı
-Renk değişikliği
Varis oluşumuna neden olan pek çok faktör bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
-Genetik
-Cinsiyet (Kadınlarda daha çok görülmektedir)
-Hareketsiz yaşam tarzı
-Yaş
-Obezite
-Ergenlik, gebelik ya da menopoz
-Damar yaralanmaları
-Uzun süre oturmak ya da uzun süre ayakta durmak,
-Çok dar kıyafetler giymek,
-Çok yüksek topuklu ayakkabılar tercih etmek
-Kabızlık
Varisin tanısında temel teknik olan Renkli Doppler Ultrasonografi ile toplardamarların çapları ve reflü denilen kanın damar içerisinde geri kaçma süresi ölçülür.
Varis hastalığının tedavisinde kilo vermek, sigarayı bırakmak, spor yapmak önemlidir. Hasta mesleği icabı ayakta fazla duruyorsa varis çorabı kullanmak hem şikâyetlerimizin azalmasına, hem de uzun vadede varislerinizin ilerlemesini yavaşlatmakta çok faydalı olacaktır.
Varisin ilerlediği vakalarda yüzeyel lazer veya radyofrekans teknik uygulamaları ile ciltte belirginleşmiş kılcal damarlar kozmetik olarak giderilebilir. Daha geniş olan varislerde ise skleroterapi ya da köpük uygulamaları ile tedavi edilebilmektedir.
Varis tedavisi ile ilgili doktorların doktor çalışma listesi için giriş yapınız.